Günümüz bilim, teknoloji ve tıbbına alışkın bizler için, bu önemli gelişmelere imza atan bilim adamlarının, o başarı ve mutluluk anlarında hissetmiş olduğu şaşkınlık ve kuşkuyla karışık duyguları tahmin etmek imkansızdır. Ancak modern bir aleti büyük bir zevkle kullanırken veya tıbbi bir mucizeyle ağrılarımızı yok ederken, hayatımızı aydınlatan rüyalarını gerçekleştirmek için ter döken bilim adamlarını nadiren hatırlarız.
“Onların mutluluğu terlerindeydi” ve “terlemek onlara ilham verdi.” Bu dahiler kendi büyüleyici dünyalarında, kişisel hayatlarını ve dünyevi şeyleri umursamadan yaşadılar. Bu dağınık bilim adamları hayatlarının, bilimin gölgesi ve dünyadan uzak laboratuarlarının dışındaki, güncel yanlarıyla geliyorlar.
Bu güncel yanda, Norbert Weiner’in unutkanlığı, Newton’un mizah anlayışı, Paul Erdös’ün nefis sohbetleri, Albert Einstein’in hoş fıkraları, Thomas Edison’un pratik zekası, Guglielmo Marconi’nin gerçek yalanları Werner Heisenberg’in masum şakaları, Srinivas Ramanujan’ın alçak gönüllü zekası ve CV Raman’ın içine yerleşmiş yeşil aycılığı var. Unutkanlıkları bizi güldürerek eğlendiriyor ve kendileriyle dalga geçen bilgelikleri dikkat çekiyor.
Gerçek hikaye, olay ve anekdot arasındaki farkı belirtmek zordur. Oxford İngilizce sözlüğü anekdotu şu şekilde tanımlıyor; gerçek bir olay veya kişi hakkında, kısa eğlendirici öykü; güvenilmeyen veya söylenti olarak kabul edilen. Kelimenin orijinali Yunanca anekdota, “yayınlanmamış şeyler” anlamındadır. Aynı şekilde kitaptaki olayların çoğu yakın geçmişe aitken, doğrulayacaklar artık yaşamıyor. Bu gerçek yaşam öyküleri değişik şekillerde yayıldı ve kitaplardan, dergilerden, web sayfalarından ve diğer kaynaklardan derlendi.
Yinede gerçek ve kurgu arasında sadece ince bir çizgi vardır. Bu yüzden daha çok bilgiye sahip okuyucular herhangi anekdotun gerçek olmadığını bilir ve bize bildirirse bu, sonraki baskılarda kaldırılacaktır.
İşte bilimin içindeki gerçek tat...
|